Göz Bilgi Portalı

Blefarit

BLEFARİT
Blefarit esas olarak göz kapağı kenarının iki taraflı kronik iltihabıdır. Genellikle kirpik diplerini ilgilendirir. Göz kapağı içerisinde yer alan gözyaşının yağlı kısmını salgılayan bezlerinin (Meibomian Bezleri) çalışma bozuklukları ile ilgili olarak karmaşık bir klinik tablodur. İleri yaşlarda görülen bazı özel klinik formları “Meibomian Gland Disfonksiyonu” olarak da adlandırılır.
Gençlerde oluşan tipleri de yine yağ bezlerinin çalışması ile ilgilidir ve seboreik bünyeli kişilerde (yağlı cilt, kepekli saçlar) daha sık görülür. Bazen Rosacea, atopik dermatit ya da ekzama gibi deri hastalıkları ile birliktelikleri söz konusu olabilir.  
Özellikle okul çağı çocuklarda hipermetropik gizli refraksiyon kusurları (gözlük ihtiyacı) ile de ilintili olabilmektedir.
Hastalar yanma ve batmalar yanı sıra sürekli göz kapaklarının kırmızılığından yakınırlar. Kapaklar hassas, kırmızı, kuru ve kepeklidir. Sık tekrarlayan konjonktivit atakları nedeniyle de gözler sürekli pembemsi kırmızıdır. 
Bazı ağır olgularda kirpikler anormal olarak çıkabilir ve göz yüzeyine sürtebilir (Trikiasis). Yine bazı ağır olgularda kirpikler tamamen dökülebilir (Madarosis). Ağır kronik enflamasyon ataklarının oluşturduğu sikatrisyel etki ile kapak kenarları kalıcı olarak  içe (entropion) ya da dışa (ektropion) dönebilir ve bunlar cerrahi düzeltme gerektirirler.  
Hastalığın temelinde kirpik diplerinde yerleşik olan ve gözyaşı filminin yağ kısmını salgılayan glandların (yağ bezleri) dışa açılan kanallarının tıkanması söz konusudur. Bu nedenle kirpik diplerinde anormal bir bakteri çoğalması olur ve bunlar ince bir tabaka (biofilm) oluştururlar. Bu bakterilerin oluşturduğu toksik maddeler yağ bezlerinin etkilenmesine ve sekresyonunun bozulmasına (disfonksiyon) neden olur. Ayrıca bu filmden beslenen bir akar (Demodex) aşırı çoğalır ve kirpik diplerindeki enflamasyonun daha da kötüleşmesine yol açar. Son yıllarda bu parazit (akar) üzerine etkili olduğu kanıtlanan Çay Ağacı Yağı (TTO- Tea Tree Oil) içeren pek çok solüsyon, kompres vb.  piyasada bulunmaktadır.
Blefarit ve kuru göz semptomları sıklıkla birlikte görülür ve bu durum tanısal kafa karışıklığına neden olabilir. Blefarit nedeni ile kalitesi bozulmuş bir yağ komponentine sahip olan gözyaşı filmi sağlıklı bir şekilde   göz yüzeyini koruyamaz ve batma, yanma gibi kuru göz semptomları ortaya çıkar. Gerçekte bu hastalarda esas seröz gözyaşı salınımı da normal olduğundan bu kuruma semptomları paradoksal olarak aşırı göz yaşarması ile birlikte kendini gösterir (wet to dry eyes). 
Bu hastalarda hordeolum (arpacık) ve  şalazyon (it dirseği) sık olarak gözükür. Hordeolum genellikle topikal tıbbi tedavi ile  düzelebilirken, Şalazyon genellikle cerrahi tedaviı gerektirebilir.
Blefarit tedavisinde kapak hijyeni önemlidir. Kapak kenarında biriken ve bezlerin açıklıklarını çıkaran yağ uzaklaştırılmalıdır. Bu amaçla özel şampuanlar kullanılabileceği gibi pratik bir çözüm bebe şampuanları ile yapılacak mekanik temizliktir. Islak kompres, havlu ile sıcak uygulamalar, katılaşmış yağların uzaklaştırılmasında yararlı olabilir. Bu temizlik aynı zamanda bakteri ve demodex gibi mikrobial ajanların da bölgeden uzaklaştırılmasını sağlayacaktır.
Kısa süreli ve bilinçli olarak kullanılan topikal kortikosteroidler semptomları hafifletmede oldukça yararlıdır. Sistemik olarak kullanılan doxicillin’in yağ sekresyonunu düzenleyici etkisi olabilmektedir. Yine Çay Ağacı yağı içeren şampuan ve kremler özellikle demodex üzerinden etkili ve yararlı olabilmektedir. 
Daha önce belirtildiği gibi, blefarit kronik bir koşuldur ve genellikte tam olarak iyieştirmek mümkün olmayabilir. Ancak semptomları iyi bir kapak hijyeni ve uygun ilaçların kullanımı ile kontrol altında tutulabilir.
 
š